17 Nisan 2011 Pazar

Inanilmaz ama gercek: Tugra artik kendi kendine uyuyor

Tugrisko 20 aylik oldu ve sevgili oglum sonunda kendi kendine uyumayi ogrendi. Dilimi isiriyorum, bir yerlerimi kasiyorum, ben bunu yazarim, bugun uyumaz gorurum gunumu. Ben en iyisi Tugra'nin uyku seruvenini anlatayim.

Tugra emen bir bebek oldugu icin ben ise baslayana kadar emerek uyumaya alismisti. Ben ise baslayinca kucakta sallanarak uyumaya alisti ve bu boyle devam etti. Hal boyle olunca kolda derman birakmiyordu tabii ki. 1 yasinda gelene kadar ciddi anlamda bir uyku problemimiz de yoktu aslinda. Kolay uyuyor, gece 1 kere uyaniyor, emip geri uyuyordu.

Gel gor ki, biz Amerika'ya gocunce bir anda isler degisti ve katran karasi geceler basladi. Artik yatagina mi alisamadi, odasina mi, iklime mi bilmiyoruz ama gecede 2 saate bir uyanmaya ve cok zor uyumaya basladi. Bir de kucakta ninni ile uyuyordu. 10 kiloyu geckin bir cocuk, kucucuk odada bir ileri bir geri giden bir anne. Gecenin korunde kalkip en az 1 saat spor yapiyordum neredeyse. Bir yandan da dis cikariyor. Ellemeyelim, sabredelim, o da herseye yeni alisiyor gecer dedik.

Aralikta tatil icin Turkiye'ye gittigimizde cocuk bir anda duzeliverdi. Amerika'ya donunce bozulmasa bari dedik, gercekten de bozulmadi neyse ki. 1-1 bucuk yas arasi uykuda boyle bozulmalar olabiliyormus meger.

Bu sefer de baska bir dert sardi basimizi. Tugra oglen ve aksam uykularina cok zor gecmeye, belde derman birakmamaya basladi. Ustelik bu sefer kucakta sallanmak istemiyor, ama yataginda parmakliklarin ustunden pispislanarak uyumak istiyordu. Bazen yarim saat bazen 45 dakika bel dayanir mi? Yok dedim artik yeter, alisacak bu cocuk uyumaya, kazik kadar oldu.

Basladim arastirmaya, ama ben yine kendi yontemimi uyguladim.

Bir kere once oglen uykularindan basladim. Once kitap okuyordum. Zira uykuya gecis icin belirli rituellerin olmasi cok onemliymis. Boylece cocuk uykuya hazirlik yapiyormus. Kitap okumak Tugra icin harika bir rituel.

Gercekten uykusu geldiginden emin oldugumda yatagina yatiriyordum. Yatagina birkac oyuncak koyuyordum. Biraz oynuyor bir sure sonra 'anne anne' diye basliyordu. Genelde belirli araliklarla kendinizi gosterin diyor yontemler, ama ben kendimi gosterince bizimkisi yuz bulup daha cok bagiriyordu. O yuzden yan odada cit cikarmadan oturuyordum. Bir ses duysa hemen basliyordu tekrar cunku.

 Bir sure sonra boyle uykuya dalmaya basladi. Ama gece uykularinda bu yontem islemiyordu, hemen aglamaya basliyordu ben de dayanamiyordum tabii ki. Bir gun isigini kapatmadan odadan ciktim. Goz kamastirci o isikta uyumasin mi bizimki. Meger karanliktan da korkuyormus. Sonrasinda isigi kapatiyorum tabii ki.

Neyse 2 gecedir kendi kendine uyuyor. Cok mesut ve mutluyum. Ilk isim odasina guzel bir gece lambasi almak olucak.

15 Nisan 2011 Cuma

Tugra ile babasinin aski

Kiskancliktan catlamak uzereyim. Tugra bu ara - simdi Serdar okuyunca hep duskundu zaten diyecek ama- babasina cok duskunlesti. Eskiden beni gordu mu akan sular durur, gozu baska kimseyi gormez, yanindan iki saniye ayrilsam pitir pitir pesimden gelir, mutfakta is yaparken 'anne anne' nidalari ile beni rahatsiz eder, yer yer bacaklarima sarilir ve bilumum sevgi gosterilerinde bulunurdu. Ha simdi bulunmuyor mu, yine bulunuyor. Daha dun boynuma sarilip sapur supur optu kuzucum beni.

Gel gor ki babasinin yeri ayri. Benimle beraber oyun oynarken, eger babasi evdeyse oyunu birakip, sen git babam gelsin dercesine babasini cekistiriyor oyuna. Kitap okuyalim diyorum, 'baba baba' diyor. Tobe tobe.. Baloncuk cikaralim diyorum, 'baba yakalasin' diyor babasini cagiriyor. Legolarla kule yapalim, uc kucuk domuzcuktaki kurt gibi ufleyip devirelim diyorum, 'baba del' diyor. Hadi bu oyunu babasi icat etmisti ondandir diyelim. Serdar da tabi, bir keyif bir keyif. Beni sinir etmek icin de 'Oglum azicik anneni de sev bak uzuluyor' demesin mi.

Dun aksam babasi ile oyun oynadi, sonra ben yatirmak icin yukari cikardim, pijamasini giydirdim, 'hadi kitap okuyalim' dedim', 'baba' dedi. E hadi dedim baba okusun, kendimi de 'aman bosver iste baba da uyutsun sen de keyfine bak' diye de telkin ettim. Ama kitap okundu, babasi 'hadi uyuyalim' dedi, benimkinin aklina annesi geliverdi. Beni yemek yapan, yemek yediren, altini degistiren, uyutan biri olarak goruyor herhalde. Babasi da oyun arkadasi..

Yigidi oldur, hakkini ketmetme demisler. Serdar da gercekten farkli bir baba. Master yaptigi icin cok fazla vakit gecirebiliyor Tugra ile. Ben kursa gittigim zamanlarda bire bir vakit geciriyorlar. Guresiyorlar, oyun icat ediyorlar. O anlamda cok sansliyiz Tugra da ben de. Gel gor ki, kiskaniyorum iste yahu.. Ben annesiyim, ben dururken babaya ne oluyor di mi ama?

Ne kopek disiymis arkadas yahu...

Cok duymustum, kopek disleri en mesakkatli cikan dislerdir, ates yapar, ishal yapar diye ama bu kadarini beklemiyorduk. Bir maraton resmen, cocuk bir mucadele icinde..Mucadelemiz bundan 1 ay once Tugra'nin aniden ishal olmasi ve istahsizlik ile basladi. Once konduramadik, cunku azi disleri yeni cikmisti, kopek dislerinden eser yoktu. Derken 2 gune ishal kesildi, kopek disleri kaparmaya basladi ve hatta uykusuz bir gecenin sonunda biri patladi.

Derken 2 hafta kadar ara verdiler, sagolsunlar. Amma gecen hafta bir yurumeye basladilar ki, kari koca Tugra ile yatar kalkar olduk. Once ateslendi kuzucuk. Ama ne ates, yanina yaklasani yakicak neredeyse. Ates dusurucu veriyoruz, daha ilacin etkisi gecmeden tekrar atesleniyor. Ne uyku, ne istah. Dis bu kadar yapar mi, altinci hastalik mi acaba dedik. Ates her gecen gun azaldi, 3. gunun sonunda da gecti. Ama altinci hastaliktaki gibi kizarikliklar olmadi.

Acaba rahatladik mi derkeeeen, bu sefer de bahar donemi gribine yakalandik. Etrafta coluk cocuk herkes hasta. E dis cikarma doneminde de bagisiklik zayiflayinca, Tugrisin hasta olmasi da kacinilmaz oldu ne yazik ki..Tabi disler ara vermediler. Uygun adim mars mars yurumeye devam. Tugra dogdu dogali onu bu kadar huysuz gormemistim. Yarim saat boyunca- ki o sure zarfinda dislerin yurudugu yorumunu yapiyorum, miz miz, surekli aglamakli, ne yapsak memnun edemiyoruz. Yemek zaten yemiyor. Alnimizdan soguk terler indi her dakika.

Velhasili 1 haftadir kopek disleri ile ugrasiyoruz, bir ciksalar da ailecek rahatlasak...

9 Nisan 2011 Cumartesi

Tugra ve annesinin Amerika'daki hayati

Tugra 12 aylikken Amerika'ya geldik. Amerika dediysem, akliniza filmlerde gordugunuz Amerika gelmesin. En fazla country filmlerinde, ya da  yolda giderken onunuze geyiklerin ciktigi, balta girmemis ormanlarin oldugu korku filmlerinde gorebilirsiniz bizim koyu.. New York eyaletine bagli, ama New York sehrinin kuzeyinde Kanada sinirina bir kac saat uzaklikta Ithaca denilen bir sehirde yasiyoruz biz. 

Boyle anlattigima bakmayin, esim de ben de seviyoruz koyumuz Ithaca'yi. Koy diyorum cunku Cornell Universitesi ve Ithaca College ogrencileri olmadiginda nufus 10.000'lere dusuyor. Oyle ki universiteler acildiginda marketler bayram ediyor, heryerde 'Ogrenciler hosgeldiniz' posterleri asiliyor. Ithaca'yi Ithaca yapan ogrenciler zaten. Topu topu 3-4 tane marketi, 1 tane alisveris merkezi var, ki o da Ankara'daki en kucuk alisveris merkezinden daha kucuk (ama yine de Victoria's Secret var).

Peki biz Ithaca'yi neden seviyoruz. Esim de ben de zaten sehrin gobeginde oturmayi sevmiyoruz. Canimiz kalabalik cektiginde 1 saat mesafede buyuk sehirler zaten var. Atlayip gidiyoruz. Diger yandan, Ithaca cocuk yetistirmek icin harika bir yer. Daha iyisini dusunemiyorum. Birincisi, suc orani yok denecek kadar az. Kapini kitlemeden cik git, o kadar. Ikincisi, her yer bag bahce, gol. Bir suru ulusal parki var, selalelerin aktigi, doga ile ic ice yuruyus parkurlarinin oldugu. Ucuncusu ve aslinda en onemlisi, kaldigimiz ev Cornell Universitesi kampusunun icinde, cogunlukla cocuklu ve uluslararasi ailelerin kaldigi bir yer. Dolayisiyla her yerde cocuk, adim basi cocuk parki.

En onemlisi, simdilerde Turkiye'de de ragbet goren ve cocugunuzu goturmek icin belirli bir ucret vermek zorunda kaldiginiz oyun gruplari, burada haftada bir gun hemde ucretsiz. Tugracim hem kucuk cocuklarla kaynasmis oluyor, hem ufak ufak Ingilizce ogreniyor. Ustelik cocuklarin icine gire gire sosyallesmesi de artiyor. Ilk geldigimiz gunden beri gidiyoruz oyun grubuna. Ilk baslarda Tugra pek kimseyle kaynasmak istememisti. Bir de garibim ne yapsin, etrafinda kendi dilinden bile konusmayan, cogunlugu cekik gozlu cocuklar var. Garipsemesin de ne yapsin. Oyun grubunun belirli bir bolumunde sarkilar soyleniyor. Ilk baslarda Tugra'nin umuru degildi. Artik yasi mi erkendi, yoksa yuruyemiyordu ondan mi bilmiyorum. Tugra 20 aylik oldu, 4-5 aydir  kosarak gidiyoruz oyun grubuna. Artik sarkilara da eslik ediyor. Ortalarda dans ediyor. Cinli Japon dinlemiyor, ortalikta kosusturan, bagiran bir cocuk varsa pesine takiliyor, onunla bagiriyor kosuyor :) Onun disinda bazen burada yasayan Turklerin cocuklari ile de bulusuyor Tugra. 'Arkadas arkadas' diye peslerinde kosturuyor.

Tugra mutlu ya, en cok o yuzden seviyorum Ithaca'yi. Ilk geldigimde isten ayrildigim ve ev hanimi oldugum icin uzulen ben, simdi Tugra ile doyasiya vakit gecirebildigim, ona bu imkanlari sunabildigim icin inanilmaz bir mutluluk duyuyorum. Sonucta, Tugra icin de bizim icin de cok degisik bir tecrube burada yasamak, simdilik tadini cikariyoruz...

Anne olmanin en zor yani

Anne olmak ne kadar guzel olsa da pek cok zorluklari da var tabi. Ama bence anne olmanin en zor yani ne gece deliksiz uyuyamamak, ne ha deyince gezmeye gidememek, ne de hayatini cocuguna gore programlamak zorunda kalmak...Anne olmanin en zor yani, cocugunuz hasta iken onun o halsiz halini gormek...

Cok sukur Tugra'nin ciddi bir rahatsizligi yok su an. Ama 2 gun once bir anda atesi cikti. Tam da uyku saati gelmisti, canim oglum uyumak istiyor ama alev alev yandigi icin uyuyamiyordu. Ates dusurucu bile cok gec etkisini gosterdi. Derin derin nefes aliyor, gozleri acik bakiyordu. O hali gozumun onunden gitmiyor. Daha ates dusurucunun etkisi gecmeden tekrar cikiyordu atesi. 3 gundur ates var ama her gecen gun hafifliyor, artik gunde 2 defa falan cikiyor atesi. Kopek dislerinden mi yoksa altinci hastalik mi...Doktora gotursek, atesi bir derece daha yukselecek. Bizimki nefret ediyor doktora gitmekten. Daha kapidan iceri girer girmez aglamaya basliyor, cikana kadar. Doktora tekme tokat girisecek neredeyse. Zaten ailemizin doktoru 'google.com'dan yaptigimiz arastirmalar sonucu altinci hastalik da olsa doktora goturmenin bir faydasi olmadigi yonunde. Ama tabi daha fazla devam ederse atesi, doktora gitmek kacinilmaz...

Sonucta cok ciddi birsey degil, yani umarim. Peki ya kucucuk bedenleriyle cok ciddi hastaliklara mucadele eden cocuklar...Ya onlarin anneleri...Iste o yuzden cok dua ettim. Allah butun cocuklara sifa versin, annelerine babalarina sabir versin...Anne oldugum gunden beri dua ediyorum baska cocuklara, annelere... Artik biliyorum cunku, cocuk saglikli degilse annenin neler hissedebilecegini, annesi yoksa bir cocugun nasil mahsun olabilecegini...

1 Nisan 2011 Cuma

Calisan anne olmak mi daha kolay calismayan anne olmak mi?

Tugra dogduktan sonra 6 ay kesintisiz anne sutu verebilmek icin ise ara verdim. Tugra 6 aylikken ise basladim, ama tabii ki aklim evde kalarak. Tam ek gidaya basladik, zaten kasiga bile alistirmak zaman aliyor, bizimkisinde inek sutu proteinine alerji cikti. E tabi benim aklim da daha cok evde kaldi. Allahtan sagolsunlar annemler (annem ve kayinvalidem) bakicimiza refakat ettiler de benim gonlum biraz daha ferahladi.

Velhasili Amerika'ya gelmeden onceki o 6 aylik surecte ben calisan bir anne idim. Calisan anne olmak nasil mi idi? Manevi olarak zor. Hergun evden kacarcasina cikiyordum, kuzucum arkamdan aglamasin diye. Is yerinde aklim hep evde kaliyordu, ne yapti, yemegini yedi mi, alerjik bir durum var mi, uykusunu uyudu mu vs. 30 posta telefonla evdeki durumu ogreniyordum. Onun disinda, sevdigim ve cok rahat olmasa da stressiz bir isim oldugu icin gunum guzel geciyordu. Arkadaslarla 'Hmm bugun nerede yemek yesek acaba?' diye programlar yapiyorduk. Eve gittigimde ev toplu, yemekler hazir oluyordu ve bana sadece Tugrisi sevmek kaliyordu.

Derken Tugra 1 yasinda iken Amerika'ya geldik. Benim rolum bir anda degisiverdi. Hem ev hanimi hem de tam zamanli anne oluverdim. Acik soylemek gerekirse, ilk baslarda cok zorlandim. Ev hanimligi, camasir, yemek, temizlik -ki Amerika'da temizlige birini almak icin bir gidim zengin olmak gerek- bir yandan, Tugra ile ilgilenmek bir yandan, gurbette olup kimseyi tanimamak, anneleri yardima cagirmamak, komsum cay koy ben geliyorum iki cift laf edelim diyememek bir yandan... 2-3 cocuga birden bakan ve calismayan Anadolu annelerinin hic de azimsanmayacak bir mesaiye sahip olduklarini o zaman anladim ve hatta calismayan anne olmanin manevi olarak olmasa da fiziksel olarak cok daha kolay oldugunu o zaman anladim. Uzulerek soyluyorum ki calismayi ozledim. Hergun cici cici giyinip ise gitmeyi ozledim ve kendime inanamadim.

Lakin aradan 8 ay gecti. Ev hanimligi ve annelik masterinda birinci donemi seref listesine giremesem de kazasiz belasiz atlattim. 2. doneme ise bomba gibi basladim. Cunku yeni rolume alisiverdim, ev islerini sipsak halletmeye ve eskisinden cok daha az yorulmaya basladim. Diger taraftan hem Tugrayi hem kendimi bir hayli sosyallestirdim, e tabi o stresin buyuk bir kismini aliverdi. En onemlisi Tugra'nin bidir bidir konustugu, her an yeni birsey ogrendigi bu donemin tadini cikarmaya basladim. Artik biliyorum ki bu 2 seneyi ilerde hatirlayip ozleyecegim, cunku Turkiye'ye donunce ise baslamak zorunda kalacagim ve kuzucugumu cok cok ozleyecegim.

Sonuc olarak calisan anne olmak mi daha kolay calismayan anne olmak mi sorusuna cok fonksiyonlu bir cevabim var...

1. Calisan anne olmak fiziksel olarak daha kolay ama manevi olarak zor. Calismayan anne olmak ise tam tersi.
2. Turkiye'de yasiyorsaniz, eve temizlige gelen bir yardimciniz varsa, ustune ustluk bir de ev islerine bir yardimciniz varsa, anneler de joker olarak hazirda bekliyorsa, calismayan anne olmak kolay mi zor mu bilemem ama cok cok daha zevkli.
3. Gurbette yasayan ben ise yeni rolume alistigim ve burda bir hayli arkadas edindigim icin calismayan ve cocugunu kendisi buyuten bir anne olarak cok mutlu oldugumu soyleyebilirim.