30 Eylül 2011 Cuma

Dalga dalga iki yas sendromu

Bu iki yas sendromu nasil birsey henuz anlayamadim. Bir sure gizliyor kendini. Tugra uysal, uyumlu, sorunsuz bir cocuk oluyor. Cok sorunlu oldugundan degil genelde zor bir cocuk degil hakkini yemeyeyim. Sonra bir bakiyorsun birsey oluyor, bizimki isyankar kesiliyor. Sakinligi ve mutlulugu pamuk ipligine bagli oluyor. Kontrolu ele aliyor, o istemeden adim atamiyorum, oyuncagini yerden alip baska yere koysam, "hey sana ne oluyor" der gibi alip geri yere atiyor. O zamanlarda her hareketime dikkat etmek zorunda oluyorum. "Allah simdi kiyameti sokucek" diye odum kopuyor. Isin asli kucuk bir cocuk evde diktator kesiliyor.

29 Eylül 2011 Perşembe

Tembel (!) ve mutlu anne

Amerika'da Turkiye'deki hayat standardimizin cok altinda yasiyoruz. Bulasik makinamiz yok. Camasirlarin agzini burnunu kaydiran, renklerini degistiren Turkiye'de olsak yuzune bile  bakmayacagim kucuk bir camasir makinamiz var. Eve temizlige gelen yok.  Ustune bir de ilgi bekleyen, onunla surekli oyun oynamami bekleyen bir Tugra var. Arada gelip yuku hem duygusal olarak hem fiziksel olarak hafifleten, hayatimizin olmazsa olmazlari annelerse okyanusun diger ucunda. Demem o ki ustume yapismis bir suru onemli rol var: ev hanimligi, annelik ve hatun kisi rolu.

Mujde Tugra okula alisiyor..

Tugra'nin okul macerasi son hiziyla devam ediyor. Tam 3 kere bensiz okulda kaldi. Ilk gun hem onun icin hem benim icin zor gecti. Onu aglayarak biraktim, sonra okulun girisinndeki koltuga oturdum. Orada kalmayi planliyordum, eve gidesim yoktu hic. Sonra okulun muduru geldi yanima. "Iyi misin?' dedi. Demesiyle ben ohoyle aglamaya basladim. Icerde Tugra agliyor, disarda ben. "Burada durma, eve git, gerekirse biz seni arariz" dedi ve resmen kiskisladi beni :)

21 Eylül 2011 Çarşamba

Ben krese hazir miyim?


Bu hafta iki gun daha gittik krese. Tugra'yi birakma denemelerinde bulundum, ama kesinlikle kabul etmedi. Ben de birakmadim. Bir kosede oturdum, kesinlikle mudahale de etmedim. Ben orada oldugum sure boyunca gayet iyi oynadi. Ama arada arkasini donup bakti ben orada miyim diye. Beni goremeyince huzunlendi, annem nerede diye. Ona haber vermeden gizlice gitmeyecegimi soyledim. Ogretmeni ile konustum. Gizlice gitmedigim surece psikolojisinin olumsuz etkilenmeyecegini soyledi. Her seferinde belirli bir rutin ile onu birakirsam zamanla alisabilecegini de soyledi. Yarin Mickey Mouse'umuzu da alip gidecegiz ve ben oglumla vedalasacagim. Bu sefer yapacagim.

18 Eylül 2011 Pazar

Mukemmel sekilde mukemmel olmayan ebeveynler

"Mukemmel sekilde mukemmel olmayan ebevenynler", diger deyisle "Perfectly imperfect parents" terimini Amerika'da ogrendim. Hatta bir diger slogan da "Biz mukemmel degiliz, biz ebeveyniz". Ilk duydugumda fark ettim, aslinda cocuklarimizi en iyi sekilde yetistirmeye calisirken bir suru hata yaptigimizi. Sonucta biz de insaniz, zaman zaman sabirsizlaniyoruz, sinirimize yeniliyoruz, ya da dogru yaptigimizi zannedip bir suru hata yapiyoruz cocuklarimizi buyuturken.

16 Eylül 2011 Cuma

Okulda 4. ve 5. gun

Okulda ilk haftamizi tamamladik. Guzel ve umut dolu baslayan haftayi umitsizlikle tamamlamis bulunuyoruz. Zira bagrima tas basip aglayarak da olsa Tugra'yi bensiz birakmayi denedim. Biraz koridorda oyalandim, susar belki dedim. Susmadi, bari gideyim de sesini duymayayim dedim. Giriste Gunes'in annesini gordum ve ben de koyverdim. Biraz birbirimizi rahatlattik. Aradan 10 dk gecti. Susmustur herhalde, gidip bakayim dedim ki bizimki aynen devam. Kresin genel sorumlusu benim halimi gorunce "Ben gidip bakayim" dedi. 5 dk sonra dondugunde "Hala agliyor isterseniz gidin" dedi. 

Enteresan olani beni gorur gormez sustu ve hemen oyun oynamak istedi. Bir onceki gune gore daha az mahsunlasti. Eve geldigimizde de keyfi daha yerindeydi. Ogretmene onlar icin sorun olmazsa bu gecis suresini biraz uzatabilecegimizi soyledim. Okuldan nefret etmesini istemiyorum cunku. Yine eve donmek istemedi en azindan bu iyi bir gelisme.

15 Eylül 2011 Perşembe

Okulda 2. ve 3. gun

Kreste ikinci gunumuz de bekledigimden iyi gecti. Tugra ile beraber gittik. Tugra yine cok heyecanli ve hevesliydi. Gider gitmez Tugra'nin ogretmeni koordinatorle olan toplantimi hatirlatti. Tugra oyuna dalmisti zaten. "Tugra'cim ben simdi gidiyorum, gelicem sonra dedim". "Tamam" dedi. Yarim saat suren toplantidan sonra dondugumde, Tugra hala kendi kendine oyun oynuyordu. "Vay be" dedim kendi kendime. Oglum buyumus, cok heyecanlandim ve mutlu oldum.

13 Eylül 2011 Salı

Okulda ilk gun



Tugra gunlerdir "Ben okula ditcem, oncaklarla oyniycam" diyor, okulunun yanindan gecerken "bak okulum" diye gosteriyordu. Beklenen gun geldi. Dun okulun ilk gunuydu. Bir heyecan cantamizi hazirladik. Tugra cantasini eline aldi, eke toka kapidan cikti okula gidicem diye. Gunlerdir suren yagmurlu, bulutlu ve hatta sisli havadan sonra sansimiza hava da cok guzeldi, yuruyerek gittik okulumuza.

6 Eylül 2011 Salı

Tugra'nin doktor macerasi

Tugra'nin doktor kontrolleri biz Turkiye'deyken, yani 1 yasina kadar cok rahat geciyordu. Sarisin, renkli gozlu, bol bol gulumseyen, sakin sakin konusan bayan bir doktoru vardi. Tugra'yi da sakin sakin muayene ediyor, huysuzlaninca zorlamiyordu. Tugra cogu zaman gulumseyerek muayene oluyordu.

Tugra'nin annesi tatilde

5 Eylul Amerika'da isci bayrami olarak kutlaniyor. Bir suredir yogun bir sekilde Tugra ile ilgilendigimi, sinirlerimin de gerilmeye basladigini fark edip kendime vakit ayirmaya karar verdim bugun. Serdar'a da dedim "Ben bugun tatil yapicam ona gore". Serdar da "Tabii canim, bugun senin bayramin, iscinin emekcinin bayrami" dedi ve bu fikrimi destekledi sagolsun.

3 Eylül 2011 Cumartesi

Uyuyan cocugunuzun saci itinayla kesilir

Cocuk sahibi olduktan sonra yeni yeteneklerimi fark etmeye basladim. Meger bayagi guzel resim ciziyormusum mesela. Halbuki okuldayken en sevmedigim ders resimdi. Butun karne 5, resim 4. Gerci bunda Turk egitim sisteminin de sacmaligi yok degil. Herkes guzel resim yapmak zorunda mi kardesim.

Neyse ne diyordum. Bir diger kesfedilen yetenegim de uyurken Tugra'nin sacini kesmek. Zira Tugra uyanikken kesinlikle sacinin kesilmesine musaade etmiyor. Bizimkisi inatci, bir hayli korkak ve yaygaraci. Tugra'nin saclari burada uzayinca ben de careyi uyurken kesmekte buldum. Ilk baslarda ensesinin bir yani kisa bir yani uzun oluyordu, ikinci postada rotus atiyordum. Simdi o da yok tek seferde sipsak. 

Bir sefer onlerini biraz kisa kestim. Gece uykusu daha derin oldugu icin gece kesiyorum, tam da kestiremedim nasil oldugunu. Sabah bir uyandi kuzu, tam bir oglan cocugu olmus. Dun gece de ogluma okul trasi yaptim, 10 gun sonra okula baslayacak ya. Hem de katli matli cok tarz :) Serdar bu isi meslek edinebilecegimi soyluyor. Uyuyan cocuga tras yapan berber. Bence de fena fikir degil :)