29 Eylül 2010 Çarşamba

Doğum Hikayem 2

Benim doğumum Tuğra'nın dünyaya gelmesi ile sona ermedi. Ben çoğu normal doğum yapan insan gibi ertesi gün ayağa kalkamadım. 40 günde doğurdum desem inanır mısınız?

Tuğra doğduktan sonra, plesantayı çıkarmak yarım saat kadar sürdü. Sonra dikiş kısmına geçildiğinde doktorum kanamanın bir türlü durmadığını söylüyordu asistanına. Bu arada benim gözlerim kararmaya başlamıştı. Bir şekilde kanama durdurulduğunda 2 buçuk saat geçmişti. Ama ben mutluluk sarhoşluğu ile hala doğumumun harika geçtiğini zannediyordum. Sonunda odama götürüldüğümde hemen bebişimi kucağıma aldım ve emzirdim. Ne büyük mutluluk...Resmen bana yaşama sevinci vermiş meğer. Sonra yüzümün bembeyaz olduğunu ve "Baba bişey oluyor" dediğimi söylüyorlar. Hemşire geldiğinde kanamam yeniden başlamış. Dediklerine göre rahmim yapısal olarak doğum sonrasında kendini toparlayamamış, o yüzden kanamaya devam ediyormuş. Sonrası gece boyunca yapılan ve doğum sancısından beter olan rahim masajı, operasyon söylentileri ve tam 12 ünite kan nakli. Doğum sonrasında tam 5 gün hastanede kaldım ve hastaneden çıkmak için doktoruma yalvardığımı hatırlıyorum.

Tabii ki kendime gelmem çok uzun sürdü, evde yürürken kansızlık nedeniyle hemen başım dönüyor çok çabuk yoruluyordum. Tuğrişim o kadar anlayışlıydı ki, hiç üzmedi bu süreçte beni. Sütünü emiyor uyumaya devam ediyordu. Lakiin henüz hikaye bitmedi. Bayram tatilinde abimleri görmek için Ereğli'ye gittiğimizde tam 39.günümde kanama tekrar başladı. Hastanelere gidildi, kanama durduruldu, ama tabi bilinmezlik Ankara'ya gidene kadar sürdü. Meğer kanamaya sebep olan rahimde kalan plesanta parçasıymış. Doğum sonrası kürtajla kalan parça da alındı ve sonunda doğum tamamlandı :)

Plesantanın yapışık olması durumu annemin ilk doğumunda da olmuş. Ama doktorlar plesantanın çıkmadığını fark edip temizlemeyi yapmışlar. Benimkinde ise sanırım fark edilmedi.Tüm bu yaşadıklarıma rağmen ben doğum hikayemin genellikle tatlı kısmını, Tuğra'yı ilk gördüğüm anı hatırlıyorum. Demek ki bunları yaşamam gerekiyormuş diyorum. Gerçekten insanı öldürmeyen şey olgunlaştırıyor. Ben hastanede kaldığım o dönem boyunca hastanede yatanları, annesi hasta olan bebekleri çok iyi anladım ve onlar için sürekli dua ettim. Hamileyken "Allah kurtarsın" diyenlere sinir olurdum. Doğumu korkutucu yapan bir ifade gibi gelirdi. Aslında beni Allah kurtardı ve bütün dualar yerini buldu.

2 yorum:

  1. senin de dogumun bayagi olayli olmus neyse ki Allah sakinmis.Allah dogum yapan herkesin yardimcisi olsun.Insan bilmedigi bir aci hakkinda konusamiyor, artik ben her gece yatmadan once dogum yapacak tanidigim tanimadigim herkes icin dua ediyorum.

    YanıtlaSil
  2. Ben de bu tecrubeden sonra dua eder oldum dogum yapanlara, hastanede yatanlara, hasta annelere cocuklara. Ama yine dogum hikayemin birinci kismini hatirliyorum hep. Bu kismini sildi beynim. Annemler ve esim bir daha dogurma sen demislerdi hatta. Ama ben nedense korkmuyorum, bir daha cocuk sahibi olursam onu da normal dogumla dunyaya getirmek isterim.

    YanıtlaSil