17 Temmuz 2011 Pazar

Evimizde senlik var

Aylik bir maratondan sonra annemleri yolcu ettik. Ayni gun Tugra'nin babaannesini, amcasini (Tugra'nin deyimiyle emmisini) ve halasini (Tugra'nin deyimiyle Nendis'i -Nergis'i) karsiladik. Boylece huzunlenmeye firsat kalmadan bir diger sevinc yasadik. Allah su interneti ve skype'i icat edenden bin kere razi olsun. Kamera ile gorustugumuz icin Tugra hic yadirgamadi, daha dun gormus gibi sevincle coskuyla karsiladi herkesi...

Gel gor ki, beni simdiden stresi sardi, onlar da gidince garip kalicaz bir basimiza buralarda diye. Ustelik Tugra'nin arkadaslari da donuyor. Hele bir kapi komsumuz var, Tugra yasinda ogullari var, adi Yunus. Yunusla yatiyoruz Yunusla kalkiyoruz. Tugra ona 'Munus' diyor. Munus'u gordu mu, Allaaah kim tutar Tugra'yi, atiyor kendini sokaga, eve sokabilene ask olsun. Onu gordugu zaman yuzundeki sevinc gormeye deger. Kucuk oglum buyumus de, arkadasi var da, onunla oynamak icin sokaga cikmak istiyor. Munusla oynamadigi zamanlarda da onunla oynayacagi oyunlarin hayalini kuruyor. Misal bugun yemek yediriyordum, bizimkisi basladi "Munus mama yicek, sonra gelicek, top oyniycas, su oyniycas".
Canim oglum insan seviyor, kalabalik seviyor. Babaannesi de gidince mahsunlasirsa diye korkuyorum. Umarim yeni arkadaslari olur, onlari da cok sever. Havalar soguyunca eve sigamayacak benim oglum o belli oldu. O yuzden haftada iki gun yarim gun krese gondermeyi dusunuyoruz. Hem ingilizceyi soker hem de arkadas edinir. Hem de yeni maceralara yelken acar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder