25 Ekim 2011 Salı

Gozumuzdeki yas kurumadan...

Daha gozumuzdeki yas kurumamisti halbuki. Hala sehitlere uzulmekte idik. Derken bir kotu haber daha geldi canim ulkemden. Yuzlerce olu, binlerce yarali, milyonlarca gozu yasli insan. 

Ah ah canim ulkem. Gurbette ne kadar ozluyorum seni bir bilsen. Insanini, doya doya Turkce konusmayi,  yemeklerini, bogazini, lahmacununu... Butun guzel seylerin yaninda kotu seyleri bile ozledigim oluyor bazen. Ah canim ulkem gurbetteyken disaridan baktigimda daha da caresiz gozukuyorsun gozume. Elimden birsey gelmiyor birseyleri degistirmek istesem de. Yillardir birseyler degisiyor mu ki sanki? 


Bakiyorum deprem fotograflarina gozlerim yasli, uzuluyorum basta. Sonra birsey farkediyorum. Yikik dokuk bir bina, basinda aglayan ve umut icinde beklesen insanlar. Hemen arkasinda sapasaglam dimdik duran binalar. Ah canim ulkemin hic de canim olmayan muteahhitleri. Sadece cebinize girecek parayi dusundunuz degil mi? Biraz daha az kazanaydiniz da cocuklar, anneler, babalar aglamasaydi. Ah canim ulkemin hic de canim olmayan denetmenleri. Gorevinizi yaptiniz mi ki? Peki ya o deprem vergileri nereye gitti? Turkiye depremle yasamayi ogrenmesi gereken bir ulke. Peki ne yapiliyor hasarlari en aza indirmek icin? Simdi ben nasil takdir-i ilahi deyip uzuleyim. 

Simdi soylenmenin, ona buna suc bulmanin vakti de degil biliyorum. Simdi yardim zamani. Blogcu anne ve slingomom, Van'da ihtiyac sahiplerine nasil yardim edilebilecegini ayrintili bir sekilde yazmislar. Hic birsey geri getiremez gidenleri. Ama belki biraz hafifletir acilari...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder