29 Eylül 2011 Perşembe

Mujde Tugra okula alisiyor..

Tugra'nin okul macerasi son hiziyla devam ediyor. Tam 3 kere bensiz okulda kaldi. Ilk gun hem onun icin hem benim icin zor gecti. Onu aglayarak biraktim, sonra okulun girisinndeki koltuga oturdum. Orada kalmayi planliyordum, eve gidesim yoktu hic. Sonra okulun muduru geldi yanima. "Iyi misin?' dedi. Demesiyle ben ohoyle aglamaya basladim. Icerde Tugra agliyor, disarda ben. "Burada durma, eve git, gerekirse biz seni arariz" dedi ve resmen kiskisladi beni :)


Kiskisladi ama benim ayaklarim eve gidemedi bir turlu, biraz okulun disinda yurudum, sonra Tugra'nin sinifinin penceresini gozetledim. Agladigini duydum. "Yok yapamayacagim" ben dedim kendi kendime. Sonra kendimi sakinlestirdim. Bir sans vermeye karar verdim Tugra'ya ve evin yolunu tuttum. Ruh gibiydim resmen, icim paramparca. Zaman gecse de gitsem oglumu alsam diye bekledim. Serdar evdeydi, erken ciktik evden biraz yuruyus yaptik, sonra erken de olsa gittik okula. Biraz disarda gozetledik sinifi. Aglama sesi gelmiyordu, sevindik. Gidip icerden gozetleyelim dedik. Bi de gittik ki bizimki elinde Mickey Mouse'u, su sisesi ve montu kapida soyleniyor, "Anne gelsene" diyor. Montunu da gitmis dolabindan almis. Daha fazla dayanamadik ve girdik iceri. Ogretmenin dedigine gore butun gunu soylenerek gecirmis. Arada oyuna katilmis ama cok kisa sure. "Alisicak merak etmeyin" dedi ogretmen de biraz icimiz rahatladi. Eve geldik, Tugra resmen yapisti bana, ustume yatti kalkmadi bir sure.

Araya haftasonu girdi. Okul konusunu cok acmadik. Ama arayi da cok sogutmamak icin okulda cektigimiz videolari seyrettik. Derken okul gunu geldi catti. Bizimki okula gidecegini duyunca, "gitmiycem" diye aglamaya basladi. Zarzor ikna ettim. Sinifa girince de "anne gitme" diye aglamaya basladi. Ama ben cok pozitif bir sekilde, onu cok sevdigimi ve geri gelecegimi defalarca soylerek biraktim oglumu. Bu sefer 1 saat kadar soylenmis, mizirdanmis. Almaya gittigimde aglama sesi yoktu. Bir de girdim ki bizimki ogretmeni ile resim ciziyor. Bu sefer beni gorunce aglamakli oldu. Sonra tekrar oyuna daldi. Ama eve geldiginde cok mutluydu. "Sanki ben basardim, annemsiz oyun oynadim, annem gitti ama sonra geldi, gordun mu bak geldi" edasi vardi. Bir de sevgilisinden ayrilmis da tekrar kavusmus gibiydi. Beni bir sevdi, bir optu kokladi uyuturken.

Bugun ucuncu kez biraktim. Yine zor ayrildik. Eve geldigimde biraz umitsizlige kapildim yine. Ama almaya gittigimde daha da guzel bir manzara ile karsilastim. Tugra arkadaslari ve ogretmenleri ile nese icinde oyun oynuyordu. Derken babasinin ve benim kapidan onu gozetledigimizi gordu ve hemen kapiya kostu. Aglamakli da olmadi. Ogretmenin dedigine gore bu sefer sadece 10 dakika aglamis. Ara ogun saatinde sofraya oturmak istememis. Sonra yedikleri mi hosuna gitti bilmiyorum, ogretmene gidip Ingilizce "Can I have some?" demis. Aynen boyle demis. Soklardayiz, o kadar cabuk ogreniyor ki. Sonra da gayet guzel bir gun gecirmis. Yine ayni mutlulukla eve donduk.

Ama en mutlu bendim. Resmen havalara uctum. Kucuk oglum okuluna alisiyor, annesiz tek basina ayakta kalmaya alisiyor. Bir anne olarak icimi kemirmekte olan "cocugum icin yanlis mi yapiyorum acaba" kaygisi da yavas yavas azalmaya basladi. Cunku okula her gidisinde yeni birsey ogrendigini goruyorum. Hem davranissal olarak hem Ingilizce olarak. Mesela okulda ara ogun saatinden sonra cocuklara kendi tabaklarini kaldirmayi ogretiyorlar. Bizimki gecen gun yemegini yedi, sonra "dur ben goturucem" dedi ve aldi tabagini mutfaga goturdu. Ehil ellerde ve dogru egitimle bir cocuga neler ogretilebilir bunu bir kez daha gordum.

Demem o ki haberler simdilik iyi, Tugra da ben de okula alisiyoruz. Artik "anne hadi okula gidelim" diyecegi ve onu almaya gittigimde "anne eve gitmeyelim" diyecegi gunleri bekliyorum. Onun icin biraz daha zamana ihtiyacimiz var farkindayim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder